İşyerinde ifade özgürlüğünün bir uzantısı olarak kabul edilen ifşa, işçinin işyerindeki ihmal, kötüye kullanım yahut hukuka aykırılıkları işyeri içinde veya sosyal medya, kamuoyu, basın, kolluk birimleri, kamu makamları vb. gibi işyeri dışındaki yerlerde duyurması, ihbar etmesidir. 2014 yılında, Lüksemburg vergi idaresi ile PricewaterhouseCoopers (PwC) isimli bağımsız denetim şirketi arasında, uluslararası şirketler adına gerçekleştirilen ve vergilendirme işlemlerine ilişkin bilgiler içeren özel vergi anlaşmaları, PwC’nin iki çalışanı tarafından basına sızdırılmıştır. Bunun üzerine PwC, ifşayı gerçekleştiren çalışanlar hakkında suç duyurusunda bulunmuş ve ayrıca tazminat davası açmış; akabinde ikinci kez benzer anlaşmaları bir gazeteye ifşa eden Halet ise, daha önce sızdırılan belgelere benzer olması sebebiyle “ifşacı” olarak değerlendirilemeyeceği gerekçesiyle korumadan faydalanamamış ve hapis cezasına mahkum edilmiştir. Halet, bu durumun ifade özgürlüğünü ihlal ettiği iddiasıyla Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvurmuştur. 11 Mayıs 2021 tarihinde AİHM 3. Dairesi tarafından verilen kararda ifade özgürlüğünün ihlal edilmediği sonucuna ulaşılmışsa da Büyük Daire 14 Şubat 2023’te Halet’in ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar vermiştir.
Whistleblowing, which is accepted as an extension of the freedom of expression at the workplace, is the employee's announcement or denunciation of negligence, abuse or illegality in the workplace within the workplace or outside the workplace such as social media, public opinion, press, law enforcement units, public authorities, etc. In 2014, private tax agreements between the Luxembourg tax administration and the independent audit firm PricewaterhouseCoopers (PwC) on behalf of international companies, which contained information on taxation transactions, were leaked to the press by two employees of PwC. Subsequently, PwC filed a criminal complaint against the employees who made the disclosure and also sued them for damages. Halet, who subsequently disclosed similar agreements to a newspaper for a second time, did not benefit from the protection and was sentenced to imprisonment on the grounds that he could not be considered a "whistleblower" as the documents were similar to the previously leaked documents. Halet applied to the European Court of Human Rights (ECtHR) claiming that this violated his freedom of expression. On 11 May 2021, the 3rd Chamber of the ECtHR ruled that there was no violation of freedom of expression, but on 14 February 2023, the Grand Chamber ruled that Halet's freedom of expression had been violated.