Sosyal sigorta sistemimizin tarihsel gelişim süreci içerisinde işçilerin, bağımsız çalışanların ve kamu görevlilerinin sosyal güvencesi ilk etapta farklı sosyal sigorta kurumlarınca sağlanmıştır. Bu dağınık görünüm 5502 sayılı kanunda tek çatı getirilerek giderilmek istenmiş ve Sosyal Güvenlik Kurumu kurulmuştur. Ancak geçmişteki yapı günümüze halen etkide bulunmaktadır. Kaldı ki, henüz tüm sosyal riskler için tek bir prim alınması uygulaması devreye alınamamıştır. Bu durum aynı zamanda birden çok sosyal sigorta edimine hak kazanılması halinde nasıl bir uygulamaya gidileceği sorusunun güncelliğini korumasına yol açmaktadır. Henüz İkinci Dünya Savaşı döneminde hazırlanan Beveridge raporunda sosyal sigorta edimlerinde teklik ilkesi dile getirilmiştir. Bu ilke, sosyal sigorta edimlerinin ikame/destek işlevi ve aynı zamanda kişilerin sosyal riskin gerçekleşmesinden önceki duruma kıyasla daha iyi konuma getirilmemesi amacıyla yakından ilişkilidir. Dolayısıyla sosyal sigorta sistemimizde de bu ilkeye işlerlik kazandırılıp kazandırılamayacağının yabancı ülke uygulamaları gözetilerek incelenmesi muhtemel bir yasa değişikliği açısından fikir verebilecektir. Bu itibarla hem mevcut sorunların ele alınması, hem de gelecekte ortaya çıkabilecek farklı seçeneklerin şimdiden incelenmesi isabetli olacaktır.
In the historical development process of our social insurance system, the social security of workers, self-employed and public officials was initially provided by different social insurance institutions. This disorganised view was to be eliminated by bringing the Social Security Institution established by Law No. 5502 under a single roof. However, the past structure still has an impact on the present. In addition, the practice of charging a single premium for all social risks has not yet been introduced. This situation also means that the question of how to deal with multiple social insurance benefits remains topical. The Beveridge Report, which was prepared during the Second World War, also emphasised the principle of unity in social insurance benefits. This principle is closely related to the substitution/support function of social insurance benefits, as well as the aim of ensuring that individuals are not placed in a better position compared to the situation before the realisation of the social risk. Therefore, examining whether this principle can be made operational in our social insurance system by considering the practices of foreign countries may give an idea in terms of a possible legislative amendment. In this respect, it would be appropriate both to address current problems and to examine different options that may emerge in the future.