Olağanüstü hal düzenlemesinin yürürlükte bulunduğu dönemde, halk arasında taşeronlara kadro verilmesi diye bilinen konuda, 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile bir düzenleme yapılmıştır. Çalışanların büyük umutlarla beklediği “taşerona kadro” düzenlemesiyle beklenen iyileşme sağlanamadığı gibi yeni davalara sebebiyet vereceği düşünülmektedir. Özellikle kadroya geçirilecek işçilerin bazı haklardan feragat etmek zorunda bırakılmaları konusu oldukça tartışma yaratmıştır. Yine, personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alım sözleşmeleri kapsamında çalışıyor olma şartı önemli bir sorun oluşturmuştur. Zaten bu konudaki bir kısım aksaklıkların düzeltilmesi amacıyla 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile bazı düzenlemeler yapılmıştır. Fakat, bu düzenlemeler de yetersiz kalmıştır. Bu çalışmada, yapılmış olan düzenlemeler ve ilerde ortaya çıkması muhtemel sakıncalara işaret edilmeye çalışılmıştır.
In the period when the state of emergency was in force, an arrangement was made with the decree law No. 696 on the issue known as " the cadre of subcontract workers". It is thought that not an expected improvement has been achieved with this regulation that the employees expect with great hopes, and it is thought to pave the way for new lawsuits. Particularly the issue of leaving (disclaiming) the workers to be forced to give up some rights has created a lot of controversy. Also, the requirement of being employed within the scope of service procurement contracts based on employing staff constituted a major problem. Already, some regulations have been made with the decree law No. 703 in order to correct some of the problems in this subject. However, these regulations are insufficient. In this paper, it has been tried to point out to the regulations made and the possible consequences that may arise in the future.