Sosyal sigorta ilişkisi, çalışma olgusuna bağlı olan ve bu olgunun gerçekleşmesiyle birlikte kendiliğinden kurulan bir kamu hukuku ilişkisidir. Bu bağlamda zorunlu sigortalı sayılmayı gerektirecek bir çalışması olmayanların kural olarak sosyal güvenlik hukuku kapsamında düzenlenen sosyal sigorta kollarından yararlanması söz konusu değildir. Buna karşılık hukukumuzda, istisnai olarak, zorunlu sigortalı sayılmayan kimselerin isteğe bağlı olarak prim ödemek suretiyle uzun vadeli sigorta kolları ve genel sağlık sigortasından yararlanmalı mümkün kılınmıştır. Söz konusu sigortalılık ilişkisi isteğe bağlı sigortalılık olarak adlandırılmaktadır ve mevzuatımızda 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 50 ve devamı maddeleri ile düzenlenmiştir. Çalışmamızda söz konusu düzenlemeler çerçevesinde isteğe bağlı sigortalılığın koşulları, hükümleri ve sona ermesi incelenecektir.
The social insurance relationship is a public law association founded on the basis of work and established spontaneously with the realization of this phenomenon. In this context, those who are not required to be compulsorily insured are not allowed to take advantage of the social insurance branches that are regulated under the social security law as a rule. However, in our law, exceptionally, it is made possible for long-term insurance branches and health insurance to be benefited by paying premiums on the basis of the voluntary contributions of those who are not compulsory insured. This insurance policy is called as voluntary social insurance and regulated by the Law No. 5510. In our work, the conditions, provisions and consequences of voluntary insurance shall be examined within the framework of such arrangements.